30 Ekim 2014 Perşembe
Bebek bakımında doğru bilinen 10 yanlış
Doğum sürecini sağlıklı yaşamak isteyen anne-babalara, hamilelik öncesi ve sonrasına yönelik eğitimler veren Hamile Okulu’nun kurucusu Ebe Asude Oflaz, yeni doğan ve bebek bakımında doğru bilinen yanlışları açıkladı:
1- İlk gün süt gelmedi, bebeğim aç kalıyor: Doğumdan hemen sonra annenin yanına verilen bebek, içgüdüsel olarak emme refleksine sahiptir. İlk gelen süt miktarı bebeğin ihtiyacı kadardır. İlk günlerde her meme verişte ortalama bir çay kaşığı kadar süt gelebilir. Her emzirmede anne sütü artar. Sütün fazla gelmesini isteyerek endişe yaşamak, anne ve bebek arasındaki strese neden olabilir.
2- Sürekli emzirmeliyim: Yeni doğan bebekler, ilk bir–iki gün sonra ortalama 2 saatte bir emzirilmelidir. İlk hafta bu sıklık hem olası fizyolojik sarılığın çabuk geçmesi, hem de sütün bebeğin ihtiyacı kadar artması için önemlidir. Daha sonraki günlerde bebeğin sürekli memede kalması süt birikmesine engel olacağı için bebeğin doymamasına, meme uçlarının yara olmasına sebep olabilir ve bebek beslenme sorunu yaşayabilir.
3- Evdeki kedi ve köpekleri uzaklaştırmalıyım: İnsanlar, özellikle de bebekler yaşam alanlarına göre antikor geliştirerek bağışıklık kazanırlar. Yaşam şartlarınızı değiştirmek bebeği steril büyütmek anlamına gelir. Yani aileler bebeğe göre değil bebekler aileye göre yaşamalıdır. Bu nedenle hayvanları uzaklaştırmaya gerek yoktur.
4- Bebeği uyurken sallamayalım: Bebekler anne karnında sallanırlar. Sallama işlemi, orta kulaktaki vestibüler sistemin uyarılmasına sebep olduğu için denge yeteneğinin gelişmesine yardımcı olur. Hafif ve küçük ritimler halinde bebeği sallayabilirsiniz.
5- Karanlıkta ve sessizlikte uyusun: Bebek eğer yeterli ve düzenli aralıklarla emmişse, karnı toksa ve gazı çıkmışsa herhangi bir uyku sorunu yaşamaz. Yeni doğanın günlük uyku süresi ortalama 20 saattir. Gece büyüme hormonu salgılandığı için gece lambası karanlığında uyuması gerekir. Gün doğumundan itibaren perdeler açılmalı hatta havalandırılmalıdır. Gündüz aydınlıkta ve gün içinde de gürültüde uyuyabilir.
6- Bebeğim üşüyor, eldiven takalım: Bebekler bulundukları ortama göre bağışıklık kazanırlar ve uyum sağlarlar. Ortalama 20-22 derece sıcaklık bebekler için uygundur. Bedenlerinin en uç noktaları olan el ve ayaklarındaki periferik kan sistemleri doğduktan sonra gelişir. Bu yüzden elleri ve ayakları normalden daha soğuk olabilir. 2500 gr. altındaki bebekler vücut sıcaklıklarını korumada zorluk çekecekleri için daha sıcak tutulmaları gerekir.
7- Yenidoğanda gaz yoktur: Sütün inmesi ve çabuk çoğalması için sık emzirilen bebekler, süt emerken hava da yutabilirler. Bu yüzden ilk günlerde bile bebek emme işleminden sonra dik tutularak gazı çıkarılmalıdır.
8- Çok kaka yapıyor, kakası yeşil renkte, bebeği üşüttük: Yenidoğan bir bebeğin her altı açıldığında kaka varsa bebek iyi besleniyor demektir. Yeni doğan bir bebek günde ortalama 4-9 kez kaka yapabilir. Kaka çıkışı yoksa, beslenme sorunu yaşıyor olabilir. Doğru ve düzenli meme emen bir bebeğin kakası sarı ve partiküllüdür. Yeşil kaka, bebeğin çok emdiğini gösterir. Bağırsaklarda işlenmiş kaka sarıdır. Yeşil kaka, çok emdiği için barsaklarda işlenmeden atıldığını gösterir. Üşütmekle herhangi ilişkisi yoktur.
9- Her altını açtığımda pişik kremi sürmeliyim: Pişik kremleri çok yoğun ve kalındır. O bölgeyi tamamen steril ve hava almadan korurlar. Bu nedenle o bölgenin direnci de düşecektir. İlerleyen dönemde yeni bir ajanla karşılaştığında enfeksiyon veya şiddetli pişik riski doğacaktır. Kremler eğer pişik varsa sürülmeli ve az olarak kullanılmalıdır. Pişik olmaması için dikkat edilecek en önemli noktalardan biri de bebeğin altı bağlandığında poposu iyice kuru olmalıdır. Bebeğin nemli kalan poposu hava geçirmeyen hazır bezler nedeniyle pişik yapabilir.
10- Bebeği kundaklamak zararlıdır: Bebeğin anne karnındaki hareketleri kısıtlıdır. Örneğin kollarını uzattığında anne karnının izin verdiği kadar uzatabilir ve kendini güvende hisseder. Doğduğunda istemsiz yaptığı el kol hareketleriyle kendini korkutur. Bu yüzden ilk haftalarda yarım kundak yapmak bebeğin kendini korkutmamasını, daha kolay uyumasını sağlar.
Kaynak: ntvmsnbc http://www.ntvmsnbc.com/id/25506473/
Çocuklarda öpücük hastalığına dikkat
Çocuklara duyduğumuz sevgiyi zaman zaman öpücüklerle dışsallaştırıyoruz ama çocuklarda görülen halsizlik, boğaz ağrısı, bademcik büyümesi ve ateşin nedeni bu öpücükler olabilir.
Çocukları günlerce yatağa düşürebilen öpücük hastalığı, bağışıklık sisteminin zayıflamasına bağlı olarak pek çok ciddi hastalığa da davetiye çıkarabilir. Memorial Ataşehir Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Özlen Kaya Çardak, halk arasında öpücük hastalığı olarak bilinen enfeksiyonun EBV (Epstein-Barr virus) adlı virüse bağlı olarak geliştiğini söyledi.
İnsandan insana tükürük yolu ile bulaşma olduğu için öpücük hastalığı olarak adlandırılan sorunun tıbbi adı “İnfeksiyöz mononükleoz”. Öpücük hastalığının kuluçka dönemi yaklaşık 40 gün ama küçük çocuklarda bu süre 15-20 güne kadar kısalabiliyor. Virüsün bulaştığı kişilerde hastalık tablosunun oluşması kişinin bağışıklık sistemi ile ilgili Bazı kişilerde virüs bulaşmış olsa bile bağışıklık sistemi iyi çalışıyorsa hastalığın klinik bulguları gözlenmiyor. Hastalık küçük çocuklarda (2 yaş altında) hiç belirti vermeden de geçirilebiliyor.
ÜST SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONU İLE KARIŞABİLİR
Kan ve kan ürünleri yoluyla da bulaşmanın olabileceğini belirten Dr. Çardak, nadiren hasta kişilerin tükürüğü ile bulaşmış bardak, çatal, kaşık gibi şeylerden de bulaşmanın söz konusu olduğunu söyledi. İlk belirtilerin sıradan bir üst solunum yolu enfeksiyonu gibi olduğunu vurgulayan Çardak, hastalığın seyri hakkında şu bilgileri aktardı: “Halsizlik, boğaz ağrısı, ateş ve boyun lenf bezlerinde büyümeler gözlenir. Bademcikler büyür, boğaz kızarır. Hastaların %30’unda bademcik üzerinde yaygın beyaz renkte iltihap gözle görülebilir. %50 hastada dalak büyümesi, %20 hastada karaciğer büyümesi muayene ile saptanabilir. Yüz ve dudaklarda ödem görülebilir.
ANTİBİYOTİK TEDAVİSİ İŞE YARAMIYOR
Bazı hastalarda tüm vücutta döküntü de gelişir. Ateş çok yüksek olur ve sıradan bir boğaz enfeksiyonuna göre uzun sürer. 7-8 gün yüksek ateş devam (39-39,5) edebilir. Hastalık etkeni bir virüs olduğu için antibiyotik tedavisi burada etkisizdir ve kişi antibiyotik kullansa bile ateşin düşmemesi ve boğaz bulguları öpücük hastalığını akla getirir. Bu hastalığın klinik bulguları “Beta” mikrobuna bağlı boğaz enfeksiyonu ile karışabilir. Bu nedenle ayırt etmek için boğaz kültürü alınmalı beta enfeksiyonu bulunamazsa öpücük hastalığı incelemeleri yapılmalıdır. Nadir de olsa böbrek ve kalp yetmezliği, sarılık, artrit (eklem iltihabı), kansızlık, hepatit, menenjit ve dalak yırtılması gibi çok ciddi klinik tablolar oluşabilmektedir. Hastalık ile ilişkili halsizlik durumu aylarca sürebilir.
DALAK YIRTILMASI OLABİLİR
Hastalığın tanısı tipik klinik bulgular ve laboratuar testleriyle konduğunu, ateş düşürücü ilaçlar ve yatak istirahatı öneren Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Özlen Kaya Çardak, özellikle dalak büyümesi olan hastalarda dalağın yırtılma riskine karşı yatak istirahatının çok önemli olduğuna dikkat çekti. “Dalak hassasiyet kazandığı için spor faaliyetleri esnasında kolayca yırtılabilir. Anti viral ilaçların öpücük hastalığında etkinliği kesin olarak saptanamamıştır” diyen Çardak, “Öpücük hastalığı bulaşıcı bir hastalık olduğu için bu tanı konan çocuklar okuldan en az 15 gün uzak tutulmalıdır. Şüpheli vakalar bardak, çatal bıçak gibi yemek malzemelerini başkaları ile paylaşmamalıdır. Takibinde dalak büyümesi olanlar dalak normale dönene kadar spor faaliyetlerinden uzak kalmalıdır” uyarısında bulundu.
Kaynak: ntvmsnbc http://www.ntvmsnbc.com/id/25505091/
Çocukları günlerce yatağa düşürebilen öpücük hastalığı, bağışıklık sisteminin zayıflamasına bağlı olarak pek çok ciddi hastalığa da davetiye çıkarabilir. Memorial Ataşehir Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Özlen Kaya Çardak, halk arasında öpücük hastalığı olarak bilinen enfeksiyonun EBV (Epstein-Barr virus) adlı virüse bağlı olarak geliştiğini söyledi.
İnsandan insana tükürük yolu ile bulaşma olduğu için öpücük hastalığı olarak adlandırılan sorunun tıbbi adı “İnfeksiyöz mononükleoz”. Öpücük hastalığının kuluçka dönemi yaklaşık 40 gün ama küçük çocuklarda bu süre 15-20 güne kadar kısalabiliyor. Virüsün bulaştığı kişilerde hastalık tablosunun oluşması kişinin bağışıklık sistemi ile ilgili Bazı kişilerde virüs bulaşmış olsa bile bağışıklık sistemi iyi çalışıyorsa hastalığın klinik bulguları gözlenmiyor. Hastalık küçük çocuklarda (2 yaş altında) hiç belirti vermeden de geçirilebiliyor.
ÜST SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONU İLE KARIŞABİLİR
Kan ve kan ürünleri yoluyla da bulaşmanın olabileceğini belirten Dr. Çardak, nadiren hasta kişilerin tükürüğü ile bulaşmış bardak, çatal, kaşık gibi şeylerden de bulaşmanın söz konusu olduğunu söyledi. İlk belirtilerin sıradan bir üst solunum yolu enfeksiyonu gibi olduğunu vurgulayan Çardak, hastalığın seyri hakkında şu bilgileri aktardı: “Halsizlik, boğaz ağrısı, ateş ve boyun lenf bezlerinde büyümeler gözlenir. Bademcikler büyür, boğaz kızarır. Hastaların %30’unda bademcik üzerinde yaygın beyaz renkte iltihap gözle görülebilir. %50 hastada dalak büyümesi, %20 hastada karaciğer büyümesi muayene ile saptanabilir. Yüz ve dudaklarda ödem görülebilir.
ANTİBİYOTİK TEDAVİSİ İŞE YARAMIYOR
Bazı hastalarda tüm vücutta döküntü de gelişir. Ateş çok yüksek olur ve sıradan bir boğaz enfeksiyonuna göre uzun sürer. 7-8 gün yüksek ateş devam (39-39,5) edebilir. Hastalık etkeni bir virüs olduğu için antibiyotik tedavisi burada etkisizdir ve kişi antibiyotik kullansa bile ateşin düşmemesi ve boğaz bulguları öpücük hastalığını akla getirir. Bu hastalığın klinik bulguları “Beta” mikrobuna bağlı boğaz enfeksiyonu ile karışabilir. Bu nedenle ayırt etmek için boğaz kültürü alınmalı beta enfeksiyonu bulunamazsa öpücük hastalığı incelemeleri yapılmalıdır. Nadir de olsa böbrek ve kalp yetmezliği, sarılık, artrit (eklem iltihabı), kansızlık, hepatit, menenjit ve dalak yırtılması gibi çok ciddi klinik tablolar oluşabilmektedir. Hastalık ile ilişkili halsizlik durumu aylarca sürebilir.
DALAK YIRTILMASI OLABİLİR
Hastalığın tanısı tipik klinik bulgular ve laboratuar testleriyle konduğunu, ateş düşürücü ilaçlar ve yatak istirahatı öneren Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Özlen Kaya Çardak, özellikle dalak büyümesi olan hastalarda dalağın yırtılma riskine karşı yatak istirahatının çok önemli olduğuna dikkat çekti. “Dalak hassasiyet kazandığı için spor faaliyetleri esnasında kolayca yırtılabilir. Anti viral ilaçların öpücük hastalığında etkinliği kesin olarak saptanamamıştır” diyen Çardak, “Öpücük hastalığı bulaşıcı bir hastalık olduğu için bu tanı konan çocuklar okuldan en az 15 gün uzak tutulmalıdır. Şüpheli vakalar bardak, çatal bıçak gibi yemek malzemelerini başkaları ile paylaşmamalıdır. Takibinde dalak büyümesi olanlar dalak normale dönene kadar spor faaliyetlerinden uzak kalmalıdır” uyarısında bulundu.
Kaynak: ntvmsnbc http://www.ntvmsnbc.com/id/25505091/
28 Ekim 2014 Salı
Bebeğime grip aşısı yaptırmalı mıyım?
Havalar soğudu, bebeğinizin grip olmasından korkuyorsunuz. Peki iki aylık bebeğinize grip aşısı yaptırmalı mısınız?
Çok riskli çocuklar olmadıkça grip aşısı önerilmiyor. Riskli gruptakiler, kalp veya akciğer hastalığı olanlar, orak hücreli anemi ve benzeri kan hastalığı olanlar.
Yenidoğanlar gribe yatkındır. Ancak 6 aylığın altındaki çocuklarda grip aşısının faydası veya zararı hakkında çok az şey biliniyor.
Doktorunuz grip aşısı yapmak isterse, aşının DTB ile aynı anda yapılmasına engel olun. Bu kombinasyon ters reaksiyon riskini artırır. (Grip aşısı yuumurta alerjisi olanlara yapılmamalı. Bunu bebek 6 aylıkken bilemezsiniz. Çocuk daha sonra aşılanacaksa buna dikkat edin)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)